Merhaba sevgili okur, sizi düşündüren, merak ettiren ve aynı zamanda “Bir şirketin kaç çalışanı vardır?” sorusunun ötesine geçmek isteyen bir bakış açısıyla buradayım. Bugün Kaleseramik’in personel sayısını öğrenmekle kalmayacağız; bu sayının ardındaki toplumsal cinsiyet dengesi, çeşitlilik ve sosyal adalet dinamiklerini birlikte tartışacağız.
—
Kaleseramik Kaç Çalışanı Var? Rakamlarla Başlayan Bir Yolculuk
Kamuya açık kaynaklara ve Kaleseramik’in faaliyet raporlarına göre, Kale Grubu’nun toplamda 5 binin üzerinde çalışanı olduğu bilgisi yer almakta. ([Fintables][1]) Özellikle yapı ürünleri grubunda, bu sayının hem üretimden Ar-Ge’ye, dağıtımdan yönetimsel kademelere kadar geniş bir yelpazeyi kapsadığı ifade ediliyor. ([Fintables][1])
Ancak “5 bin kişi” demek, gerçekte kimlerin bu sayıya dahil olduğu, hangi illerde, hangi kademelerde çalıştıkları, kadın-erkek oranı, etnik ve sosyal köken açısından çeşitlilik gibi sorulara ışık tutmaz. O yüzden rakamı alıp onun ötesini görmek gerekiyor.
—
Sayısal Ölçümler ve Toplumsal Cinsiyet Perspektifi
Kadınların iş gücüne katılımı, özellikle üretim ve teknik pozisyonlarda hâlâ birçok sektörde zorluklarla karşılaşıyor. Kaleseramik gibi sanayi kuruluşlarında da bu genel eğilim görünür. Üretim hattında çalışan kadın sayısı, yönetim kademelerine yükseliş imkânları, ücret eşitsizliği gibi konular – kamuya açık bilgi sınırlı olsa da – dikkat çekmeye değer.
Kadınlar, işyerinde empati odaklı yaklaşımlarıyla (çalışma ortamı iyileştirmeleri, iklim duygusal desteği, esnek çalışma talebi gibi) kolektif refahı artırabilirler. Erkeklerin analitik ve stratejik yaklaşımı ise üretim verimliliği, süreç optimizasyonu ve maliyet kontrolü açısından önemli. Ama yalnızca analitik düşünceyle toplumsal adaleti tesis edemezsiniz; yalnızca empatiyle de sürdürülebilir büyüme sağlanamaz.
O halde bu ikilinin dengesi gerekir. Sadece “5 bin çalışan var” demek yetmez; içinde kaç kadın mühendis, kaç kadın yönetici var? Cinsiyet kotaları uygulanıyor mu? Ücret eşitsizliği analizi var mı? Bu sorular, şirketin sosyal adalet açısından duruşunu anlamak için kritik.
—
Çeşitlilik: Bir İddia mı, Zorunluluk mu?
Etnik köken, yaş, eğitim seviyesi, engellilik durumu gibi unsurlar da çeşitliliği oluşturur. Bir fabrikanın Çanakkale, Yozgat, Balıkesir gibi farklı illerde üretim tesisleri olduğuna dair bilgiler mevcut. ([Kale][2]) Bu demektir ki işgücü coğrafi çeşitlilik de mevcut olabilir. Ama sadece coğrafi çeşitlilik, sosyal çeşitliliği tam karşılamaz. Çeşitliliği gerçekten kucaklamak, az temsili gruplara (kadın teknisyenler, engelliler, dezavantajlı bölgelerden gelen gençler vs.) fırsat eşitliği tanımakla mümkündür.
Toplumsal adalet, yalnızca işe alımda eşit fırsat sunmakla kalmaz; iş içindeki terfi süreçlerinde, eğitim fırsatlarında, ücret politikasında ve karar alma mekanizmalarında da eşitliği gözetir.
—
“Kadın Perspektifi” + “Erkek Perspektifi” = Dönüştürücü Karar Mekanizması
Kadın perspektifi, çalışanların iş-yaşam dengesi, psikososyal destek, işyerinde cinsel taciz ve ayrımcılık politika mekanizmaları gibi hassas konuları gündeme getirir.
Erkek perspektifi, proses optimizasyonu, maliyet kontrolü, üretim hedeflerine ulaşma stratejileri gibi metriklerle konuşur.
Kaleseramik’in sürdürülebilir başarısı, yalnızca fabrika verimliliğiyle değil; bu iki perspektifi entegre eden karar mekanizmaları kurabilmesiyle ölçülür. Üst yönetimde kadın oranı, üretim tesislerinde cinsiyet dengesi, engelli istihdamı hedefleri gibi göstergeler, şirketin toplumsal adalet vizyonunu yansıtır.
—
Zayıf Noktalar & Bilinmezlikler
Açık veri eksikliği: Kaleseramik’in resmi yayınlarında çalışanların cinsiyet dağılımı, istihdam sözleşmesi türü, engelli çalışan oranı gibi bilgilerin detaylı dökümü yok.
Raporun “5 bin+ çalışan” ibaresi, net bir tablo çizmez; alt kademelerin iç içe geçtiği geniş bir skala var.
Çeşitlilik ve toplumsal adalet alanında taahhütleri var mı? Ama pratik uygulaması nasıl? Bu tip şirketlerde politika ile pratik arasındaki makas geniş olabilir.
—
Sonuç: Rakamın Ötesinde Bir Davet
Kaleseramik’in yaklaşık 5 binin üzerindeki çalışan sayısı bir başlangıç. Ama şirketin toplumsal vicdanı, bu sayının ardındaki hikâyeleri — kadınların temsil oranını, çeşitliliği, adaletin uygulanmasını — sorgulamakla şekillenir. Kadınların empati ve bağ kurma gücüyle, erkeklerin strateji ve analitik kabiliyetiyle bir arada çalıştığında, şirket “sağlam duvarlar” inşa etmekle kalmaz, “insan odaklı bir kakma” da kurar.
Sizce bir sanayi şirketinde toplumsal adaleti ölçmenin en somut göstergesi ne olmalı? Kadın yönetici oranı mı, ücret eşitliği mi, yoksa her çalışan için “dinlenme hakkı” gibi sosyal haklar mı? Yorumlara yazın — birlikte bu alanı görünür kılalım.
[1]: https://storage.fintables.com/media/uploads/kap-attachments/Kaleseramik%20Faaliyet%20Raporu.pdf?utm_source=chatgpt.com “KALİTE, GÜVEN, İNOVASYON”
[2]: https://www.kale.com.tr/hakkimizda?utm_source=chatgpt.com “Hakkımızda | Kaleseramik”